İnsan mıdır doğaya hükmeden, yoksa doğa mıdır insana hükmeden?

İnsanoğlu varoluşundan beri bir savaş içerisinde, durmaksızın devam eden tek taraflı ve kazanamayacağı bir savaş…

Dünya bir toz bulutuydu. Evet; gülümsediniz biliyorum ama bu savaşı anlamak için en başa gitmek gerek.

Jeologların edindiği kapsamlı ve geniş bilimsel kanıtlara dayanarak, Dünya‘nın yaşının yaklaşık 4,54 milyar yıl olduğuna karar verilmiştir.

Araştırmacıların araştırmalarına göre 100 bin yıl önce ilk insanların bıraktığı aletler ve eşyalar var.

Bizim insan türümüzün adı ise hepinizin bildiği gibi Homo Sapiens.

Homo Sapiens yani modern insan, 60 bin yıl önce günümüzdekine evrilmiş haldeydi.

Bizim kadar beyni olan insan türü: Homo Sapiens olduğu için modern insan 60 bin yıl önce ortaya çıktı diyoruz.

Bu da bize 60 bin yıla yayılmış, son birkaç yüzyılda ise hızını ve yıkıcılığını artırmış bir savaşın varlığını anlatıyor.

İnsanın var oluşundan beri hayvanlar ile ayrılan en büyük özelliği beyin yani düşünebilmesi ve bu sayede evrilip hayatını kolaylaştırdığı düşünülmüştür.

Bugün günümüzde insanoğlunun kendisine ve doğaya verdiği zararı düşünce insan çelişkiye düşüyor.

İnsanın doğa ile olan savası aslında ve kendisiyle olan savaşıdır.

Ve öyle bir savaş ki, aslında kazanamayacağı bir savaş veriyor insanoğlu…

Bu savaş aslında düşündüğümüzde anlamsız ve tek taraflı bir savaş.

Geçmişten günümüze doğa ve insan arasındaki mücadele incelendiğinde, ilkel dönemden sanayi devrimine kadar olan süreçte doğanın belirgin üstünlüğü mevcutken, sanayi devrimi sonrası ilerleyen teknoloji ve bilgi birikimi sayesinde insan bu savaşta doğaya üstün gelmeye başlamıştır.

İnsanoğlunun para kazanma hırsı, egoları, şehirleşme, beton seviciliği ve sanayi ve teknoloji devrimi birleşince insanoğlu dünya tarihindeki en tehlikeli ve en acımasız yaratık oldu.

İnsanoğlu olarak, doğa üzerine havadan karadan denizden bombalar yağdırıyor ve doğayı anlamsız bir şekilde katlediyoruz.

Her şekilde, tüm gücümüz ile ve sınırsızca doğaya saldırıyoruz.

Doğa ise şu an geri çekilmiş yaralarını sarmaya kendini iyileştirmeye çalışıyor.

Mutlak bir gerçek var ki, Doğa insansız olur lakin insan doğa olmadan yaşayamaz.

Yani dua edelim Doğa bize karşılık vermesin.

Thomas Huxley’ e göre, “Hayvanlar için dünya bir gladyatörler gösterisi gibidir… Burada en güçlüsü, en hızlısı ve en kurnazı bir başka gün tekrar savaşmak için yaşamaktadır”.

Belki doğru, ama size bir soru soracağım. Siz hiç doğayı katleden bir hayvan gördünüz mü?

Bu inanılmaz döngü ve savaş içerisinde güçlü olanın ayakta kaldığı, hayvanların bazen avcı bazen de av olduğu vahşi gibi gözüken ama muhteşem bir düzen var hayvanlar arasında.

Biz insanoğlunun belki de hiçbir zaman anlayamayacağı ve çözemeyeceği bir doğa düzeni bu.

Son Söz:

Hubert Reeves’ den gelsin. Her şeyin özeti çünkü:

“Doğa ile savaş halindeyiz. Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz.”