Blog Fırtınası
Gün 10. Eskiden yazdığınız bir şeyi bulun.
Girişini ya da tamamını tekrar yazıp ona yepyeni bir ton verin.
Eskiden “Keşke” yi o kadar çok kullanırdım ki;
Keşke aşağı, keşke yukarı..
Sanırsın imparator doğduk da sonradan dilenci olduk…
Hep büyük beklentiler ve tabii karşılığında da doyumsuzluk, hakimdi bende
Doyumsuzluk sadece benim için değil, tüm insanlar için geçerli aslında.
Çünkü insanoğlu, sahip olduklarının değerinin farkına varmadan, onları korumak yerine daha fazlası için her zaman talepkardır.
Neden bilemiyorum.
Fakat bir gün kafanızda bir şimşek çakıyor ve düşünmeye başlıyorsunuz; sonunda öyle bir noktaya geliyorsunuz ki, düşünme yerini sorgulamaya bırakıyor.
Kaybettiğiniz zamanın değerini,ancak kendinizi sorgulamaya başladığınız zaman anlayabiliyorsunuz
İnsanın en değerli hazinesi elinden sürekli akıp giden, hep istediği ama bir türlü tutamadığı “zaman”dır aslında.
Nesillerden beri insanoğlu, açgözlülüğü yüzünden istediği her şeyi elde etmek için savaşlar vermiştir.
Toprak, hükümdarlık,şan, şöhret, para, pul, ve benzeri daha bir çok şey…
Adını siz koyun…
Bunları elde etmek için ise iki şeyini düşünmeden harcar: Emek ve Zaman
Fark edemediği gerçek ise: Elde etmek için peşinde koştuğu şey, o iş için harcadığı zamandan daha değersizdir.
Çünkü zaman tek yönlüdür ve hep ileriye doğru akar.
Yirminci yüzyılın en önemli kuramsal fizikçisi, Nobel ödülü sahibi ve izafiyet teorisinin mucidi: Albert Einstein’ ın, zamanın değerini çok güzel anlattığını düşündüğüm bir sözüne yer vermek istiyorum:
“Dünden öğrenin, bugün için yaşayın, yarın için ümit edin. Mühim olan asla sorgulamaktan vazgeçmemektir.”
Zamanın kıymetini ve önemini anladığınız gün, hayatınızdaki “keşke” leri de farkında olmadan azaltmaya başlıyorsunuz.
Kafanızı kurcalayan soruların cevaplarını bulmaya başladıkça, öğrenme isteğiniz artıyor.
Böylece “ İyi ki ” kelimesine hayatınızda daha fazla yer ayırmaya başlıyorsunuz.
Sonra düşünüyorsunuz:
” İyi ki ” zamanında boşa vakit geçirebilmişim…
” İyi ki ” zamanında bir çok ülke gezmişim…
” İyi ki ” ders çalışmak yerine futbol oynayabilmişim…
” İyi ki ” canım istedi diye yüksek sesle müzik dinleyebilmişim…
” İyi ki ” bu kadar çok şeyi yaşamıma sığdırabilmişim…
” İyi ki ” düşmanlarımdan daha fazla dost edinebilmişim
Neden mi ?
Çünkü bu hayatta zamanın değerini, yapmak istediğinizfarklı şeyleri ve aslında daha öğreneceğiniz çok şey olduğunu bu sayede kavrıyorsunuz.
Hayatta herşey bir sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ilerliyor.
Siz daha sebebin ne olduğunu anlayana kadar sonuca ulaşamadan hayatınız geçiyor.
Anlamaya çalışmak yerine, anı yaşamaya bakın!
Nehirde akıntıya karşı kürek çekmek yerine; kendinizi akıntıya bırakın, kürekler sadece daha hızlı gitmenize yardımcı olsun.
“Keşke” leri azaltıp “iyi ki” lere daha çok yer açın.
Ancak bu şekilde hayatın sizin için planladıklarını algılamaya ve size sunacağı hediyeleri kabul etmeye başlayabilirsiniz.
İgalBiton