Türk Erkekleri olarak kadınlarımızı çok seviyoruz sanırım.
Neden mi ?
Her şeylerine karıştığımız yetmiyormuş gibi ne yiyeceklerine, nerede okuyacaklarına, ne yapacaklarına, ne zaman yapacaklarına ve nasıl yapacaklarınada karışıyoruz.
Kız çocuğu baskıyı ilk önce aileden görüyor.
“Fazla gezme, gece çıkma, onu giyme, okuma, çalışma, toplu taşıma kullanma, hava kararmadan evde ol, yaşın geldi evlen, soru sorulmadan konuşma, para kazanma, çocuk doğur, evinde otur, vb.” gibi…
Hadi evlendi diyelim.
Bu sefer kocası başlıyor:
“Evinin kadını ol, dekolte – mini etek giyme, fazla dışarı çıkma, çalışma, evde otur, çocuklarımın anası ol, ben ne dersem onu yap vb.”
Ailesi ve kocası yetmezmiş gibi bir de toplum baskısı ile karşılaşıyor.
Bu ele aldıklarımız yine iyi senaryolar olabilir.
Neden mi?
İstatistiksel bilgiler ile altını çizmekte fayda var.
Dünyada her 3 kadından 1′i hayatında en az bir kez aile içi şiddete maruz kalıyor.
G-20 üyesi Türkiye’de bu oran diğer gelişmiş devletlere oranla çok daha yüksek.
Türkiye genelinde kadınların neredeyse yarısı şiddete maruz kalıyor.
Uzmanlara göre ülke genelinde eşi veya eski eşi tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılan kadınların oranı %39.
Varoşlarda bu oran %97‘lere çıkıyor.
Yaşadıkları fiziksel şiddeti kimseye anlatamayan kadınların oranı %48.5.
Herhangi bir sivil toplum örgütüne ve polis, savcılık dahil hiçbir kuruluşa başvurmayanların oranı %92.
Genel kanının aksine kırsal kesimde ve kentlerde kadına karşı şiddet oranı hemen hemen eşit düzeyde.
Şiddetin en yoğun yaşandığı bölgeler ise Doğu ve İç Anadolu bölgeleri.
Adalet Bakanlığı tarafından açıklanan istatistiklere göre, Türkiye’de kadın cinayetlerinde 2002′den 2009′a kadar %1.400 oranında artış olmuş.
Aynı verilere göre 2002 yılında 66, 2003′te 83, 2004′te 164, 2005′te 317, 2006′da 663, 2007′de 1011, 2008′de 806, 2009′un ilk 7 ayında ise 953 kadın yaşamını kaybetmiş.
Dünya Ekonomik Forumu’ nun 2013 için yayınladığı Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’ nda ülkemiz 134 ülke arasında 120. sırada yer almaktadır.
Bu rapor hazırlanırken ekonomik katılım, eğitime erişim, sağlık ve politik yetki alanlarında ülkelerdeki kadın erkek eşitliği değerlendirilmektedir.
Ayrıca Türkiye kendi coğrafyasında cinsiyet eşitsizliği açısından en kötü ülkedir ve kendi gelir grubundaki ülkeler arasında da cinsiyet eşitsizliği açısından sondan 2. sıradadır.
Kadına en temel haklarının iade edilmesinde erkeklerin eğitimi için ailelere çok önemli roller düşüyor.
Biz erkekler kadınları dövüyor, aldatıyor, taciz ediyor, tecavüz ediyor ve öldürüyoruz…
Bu şekilde “Adam” olunmuyor.
Unutmayın ki sizleri de bir “Kadın” doğurdu.
Bunları yapanları sorsak belki de “Anne ayrı onlar kutsaldır” derler…
E peki o zaman soruyorum: “Anne” kutsal da dövdüğünüz, tecavüz ettiğiniz, taciz ettiğiniz öldürdüğünüz kadınlar kutsal değil mi ?
Böyle sevecekseniz siz çok sevmeyin kadınları…
#8MartDunyaKadinlarGünü amacıyla yazdığım bu yazıyı tüm zorla evlendirilen, şiddet gören, tecavüz edilen, öldürülen kadınlara armağan ediyorum…
Tüm kadınlar MELEKTİR yeter ki kanatlarını kırmayın…
İgal Biton